Yine Sultan Veled hazretlerinden nakledilmiştir ki:
Bir gün Pervâne, Mevlânâ hazretlerinden kendisine nasihat vermesi için ricada bulundu. Hz. Mevlânâ bir zaman düşündükten sonra mübarek başını kaldırıp:
“Emîr Muineddin, Kur’anı ezberlediğini duydum,” dedi. O da: “Evet!” diye cevap verdi. Hz. Mevlânâ:
“Ayrıca hadîsler hakkındaki Câmi’ül Usûl’ü de Şeyh Sadreddin hazretlerinden dinlediğini duydum,”
buyurdu. Pervâne yine: “Evet!” dedi. Bunun üzerine Hz. Mevlânâ:
“Mademki, Tanrı ve onun elçisinin sözlerini okuduğun, gerektiği gibi bahsettiğin ve bildiğin halde o sözlerden nasihat alamıyorsan ve hiç bir âyet ve hadîsin muktezasınca amel edemiyorsan, benim nasihatimi nasıl dinler ve ona nasıl uyarsın?” dedi. Pervâne ağlayarak kalkıp gitti. Ondan sonra iyi amel işleme, adalet ve ihsan ile meşgul oldu, hayratta bulundu ve böylece dünyada bir tane oldu. Mevlânâ, semâ’a başlamağı emretti.
((Menakıb-ül Arifîn, Eflâkî, c.1, 82.Menkabe))
BAŞA DÖN